Erkan ÖZDEMİR Kamu İhale Uzmanı
I- Giriş[i]
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Yerli istekliler ile ilgili düzenlemeler” başlıklı 63’üncü maddesinde belli durumlarda yerli istekliler ile yerli malı teklif eden istekliler lehine bazı ayrıcalıklar yapılmasına imkân tanınmıştır. Söz konusu düzenlemeyi “korumacı politika” kapsamında nitelendirmek gerekmektedir. Zira bu düzenleme ile yerli istekliler ile yerli malına avantaj sağlanmak suretiyle yerli sanayinin iktisadi büyüme ve uluslararası rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır.
4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesi bugüne kadar iki defa değişikliğe uğramıştır. Bu değişikliklerden ilki 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun[ii] ile gerçekleştirilmiştir. İkinci değişiklik ise 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[iii] ile yapılmıştır.
Bu makalede, 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinde yer alan düzenleme ile bu konuya ilişkin ikincil mevzuatta yer alan düzenlemeler ele alınarak yerli istekliler ile yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasına ilişkin gerekli değerlendirmeler yapılacaktır.
II- Yerli İstekli Kavramı
4734 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi uyarınca yerli istekli, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilikleri ifade etmektedir. 4734 sayılı Kanun’un değişikliğe uğramamış ilk hâlinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile bu kişilerin oluşturduğu tüzel kişiliklerin yerli istekli sayılacağı hüküm altına alınmıştı. Yerli isteklinin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından kurulan tüzel kişilikleri ifade ettiğini belirten hüküm, 4964 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun[iv] ile tüzel kişilikler bakımından değişikliğe uğramış, tüzel kişilerin yerli istekli sayılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş olma şartı getirilmiştir. Buna göre tüzel kişilikleri kuran kişiler bakımından tabiiyet belirleyici olmaktan çıkarılarak tüzel kişiliğin Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulması gerekli ve yeterli sayılmıştır.
Anılan yeni düzenleme ile yerli istekli tanımında gerçek kişiler bakımından bir değişiklik yapılmazken tüzel kişilerin yerli istekli olmaları için, Türk kanunlarına göre kurulmuş olmaları yeterli görülmüştür. Türk hukuk düzeninde tüzel kişilikler, kamu tüzel kişileri ve özel hukuk tüzel kişileri olarak iki kısma ayrılır. Kamu tüzel kişileri arasında yerel yönetimler ve kamu iktisadi teşebbüsleri sayılabilir. Özel hukuk tüzel kişileri olarak da, ticaret şirketleri, vakıflar, dernekler ve kooperatifler gösterilebilir. Dolayısıyla, ihalelere katılım açısından tüzel kişilerin niteliği önemli değildir. Önemli olan Türk kanunlarına göre kurulmuş olmalarıdır. Bu itibarla Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancı uyruklu bir gerçek kişinin Türkiye’de tüzel kişilik kurması veya önceden kurulmuş bir tüzel kişiliğe ortak olması hâlinde bu tüzel kişiliğin yerli istekli statüsü elde ederek yerli isteklilere tanınan ayrıcalıklardan yararlanabilmesi mümkündür. [v] Tüzel kişilerin yerli istekli olmaları için, Türk kanunlarına göre kurulmuş olmalarının yeterli görülmüş olması, borsada işlem gören halka açık şirketlerin ve doğrudan yabancı yatırımların yerli istekli sayılıp sayılmamaları konusundaki belirsizliği de ortadan kaldırılmış bulunmaktadır. [vi]
Kamu İhale Genel Tebliğinin 6.2.1.3’üncü maddesindeki düzenleme uyarınca serbest bölgelerde faaliyet gösteren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilik niteliğini haiz aday ve istekliler, yerli istekli kabul edilmektedir.
Gerçek kişilerin yerli istekli oldukları, başvuru veya teklif mektubunda yer alan Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasından anlaşılır. Tüzel kişilerin yerli istekli oldukları ise başvuru veya teklif kapsamında sunulan belgeler üzerinden değerlendirilir. İhalelerde yerli istekli olunduğuna ilişkin ayrıca bir belge istenilmemektedir.
Diğer taraftan 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesi uyarınca ortak girişimlerin yerli istekli sayılabilmesi için bütün ortaklarının yerli istekli niteliğinde olması gerekir. Yerli ve yabancı isteklilerin oluşturdukları ortak girişimler yerli istekli sayılmamaktadır.
III- Hizmet Alımı ve Yapım İşi İhalelerinde Yerli İstekliler Lehine Fiyat Avantajı
4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesine göre hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilir.[vii] Ayrıca yabancı isteklilerin ihaleye katılmaları da belli şartlarda engellenebilir. Ortakları arasında yabancı gerçek veya tüzel kişi bulunan ortak girişimler bu fiyat avantajından yararlanamazlar. Hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler lehine fiyat avantajı sağlanan durumlarda bu avantajdan yararlanmak için yerli isteklilerin yerli malı ürün teklif etmelerine gerek yoktur.[viii]
Yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında olan hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde sadece yerli isteklilerin ihaleye katılmasına izin verilecek şekilde düzenleme yapılması mümkündür. Bu hâlde yabancı isteklilerle ortak girişim yapan yerli istekliler bu ihalelere katılamaz. Yaklaşık maliyeti eşik değerlere eşit ve üzerinde olan hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde ise yabancı isteklilerin ihaleye katılması engellenemez.[ix]
2013 yılında 4734 sayılı Kanuna göre gerçekleştirilen yapım ve hizmet işlerine ilişkin ihaleler incelendiğinde, yabancı isteklilere açık olan 6775 adet hizmet ve yapım işi ihalesinin 872 adedinde (%12) yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasının tercih edildiği görülmektedir. Bu durum tutar olarak incelendiğinde, yabancı isteklilere açık olarak gerçekleştirilen yaklaşık 44,34 milyar TL’lik hizmet ve yapım işi ihalelerinin 19,12 milyar TL’lik kısmında yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasının tercih edildiği görülmektedir.[x] Ancak bu rakamlar fiilen yerli istekliler lehine uygulanan fiyat avantajının sayısını ve tutarını göstermemektedir.
IV- Yerli Malı Teklif Eden İstekliler Lehine Fiyat Avantajı ve Yerli Malı Kavramı
6111 sayılı Kanun ile 4734 Sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinde değişikliğe gidilmeden önce, yabancı isteklilerin yerli malı teklif etmesi durumunda hiçbir koşulda fiyat avantajı sağlanması söz konusu değildi. Fiyat avantajı yerli malı teklif eden istekliye değil, yerli malı teklif eden “yerli istekliye” tanınmıştı. 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda yabancı isteklilerin yerli malı teklif etmesi durumunda fiyat avantajından yararlanabilmelerine olanak tanınmıştır.
6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda yaklaşık maliyeti eşik değerin altında kalan mal alımı ihalelerinde yerli isteklilere yönelik olarak ihale dokümanında dört farklı düzenleme yapılabilecektir.
İlk olarak ihaleye sadece yerli isteklilerin katılmasına yönelik düzenleme yapılabilir. İkinci olarak ihaleye sadece yerli isteklilerin katılması ve yerli malı teklif eden yerli isteklilere %15 oranına kadar, idarece belirlenecek bir oranda, fiyat avantajı uygulanmasına yönelik düzenleme yapabilir. Bu iki durumda da yabancı isteklilerle ortak girişim yapan yerli istekliler ihaleye katılamayacaklardır.
Üçüncü olarak yerli malı teklif eden yerli ve yabancı istekliler lehine fiyat avantajı tanınmaksızın, yerli ve yabancı tüm isteklilerin katılmasına yönelik düzenleme yapılabilir. Dördüncü ve son olarak ise ihaleye yerli ve yabancı tüm isteklilerin katılması ve yerli malı teklif eden istekliye %15 oranına kadar bir oranda fiyat avantajı uygulanmasına yönelik düzenleme yapılabilir.
Yaklaşık maliyeti eşik değere eşit veya üzerindeki mal alımı ihalelerinde ise yabancı isteklilerin ihaleye katılması engellenemez. Bu tür ihalelerde yerli ve yabancı istekli olduğuna bakılmaksızın yerli malı teklif eden isteklilere %15 oranına kadar bir oranda fiyat avantajı sağlanabileceği gibi fiyat avantajı sağlanmadan da ihale gerçekleştirilebilecektir.
Yukarıda da ifade edildiği üzere 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesindeki ikinci değişiklik 6518 sayılı Kanun ile yapılmıştır. Yapılan değişiklikle orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerine zorunlu fiyat avantajı uygulaması getirilmiş ve Kamu İhale Kurumuna ait olan yerli malı belirlenmesine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına verilmiştir.
Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 61’inci maddesinde yapılan değişiklikler şu şekilde özetlenebilir.
a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenen ve her yıl Ocak ayında Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan malların ihalelerinde, yerli malı teklif eden istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanmasının zorunlu olduğuna yönelik açıklama yapılmıştır.
b) Yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı tanınan ve birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerin, kısmi teklife açık olarak gerçekleştirilmesi ve fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca kısmi teklife açık ihalelerde, kısımların birinde, birkaçında veya tamamında yerli malı teklif eden istekliler lehine aynı veya farklı oranlarda fiyat avantajı sağlanabileceği hüküm altına alınmıştır.
c) Yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajının, yerli malı teklif etmeyen diğer isteklilerin söz konusu mal kalemi için teklif ettikleri bedele, kendi teklif bedelleri üzerinden ihale dokümanında belirlenen fiyat avantajı oranı esas alınarak hesaplanan tutarın eklenmesi suretiyle bulunacağı hüküm altına alınmıştır.
ç) Teklif edilen malın yerli malı olduğunun Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen usul ve esaslara uygun olarak düzenlenen yerli malı belgesi ile belgelendirileceği belirtilmiştir.
Orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerine ilişkin liste henüz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanmamıştır. Bu listenin hazırlanarak Kamu İhale Kurumu tarafından önümüzdeki Ocak ayı (2015 Ocak) içerisinde yayımlanmasından itibaren ilanı veya duyurusu yapılacak olan mal alımı ihalelerinde, bu listede yer alan yerli mallarını teklif eden istekliler lehine %15 oranına kadar, idarece belirlenecek bir oranda, fiyat avantajı sağlanması zorunlu hale gelecektir.
Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğindeki yeni düzenleme ile birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerde idarenin takdirine[xi] bağlı olarak (her yıl Ocak ayında Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan mallar için ise zorunlu olarak) yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanmasına karar verilmesi durumunda, ihalenin kısmi teklife açık olarak gerçekleştirilmesi ve fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşması zorunlu tutulmuştur. İdarenin birden fazla kaleminden oluşan bir mal alımı ihalesi gerçekleştirdiğinde ve bu mallardan herhangi birinin de orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan mallar arasında yer aldığı varsayıldığında, idare zorunlu olarak bu ihaleyi kısmi teklife açık olarak gerçekleştirmek durumunda kalacaktır. Bu düzenlemenin uygulamada bazı sıkıntılara yol açabileceği değerlendirilmektedir. Zira uyum veya standardizasyon gibi teknik nedenlerle aralarında doğal bağlantı bulunan ve bu sebeple de birlikte aynı istekli tarafından teklif edilerek yine aynı istekli üzerinde bırakılmasında fayda bulunan ürünlerin, bu doğal bağlantının göz ardı edilerek, farklı istekliler üzerinde bırakılmasına neden olunabilecektir. Bu durumun bertaraf edilebilmesi için bu gibi hallerde idarenin bu ürünleri tek bir mal kalemi şeklinde tarif ederek ihaleye çıkabileceği düşünülebilirse de böyle bir düzenleme her zaman mümkün olamayabileceği gibi yerli malı lehine fiyat avantajının uygulanamamasına da yol açabilecektir. Şöyle ki; farklı yardımcı yan ürünlerden müteşekkil olan bir ana ürün bir bütün olarak tek bir mal kalemi olarak düşünülebilse bile fiyat avantajından yararlanabilmek için ana ürünle birlikte diğer yardımcı ürünler için de istekliler tarafından yerli malı belgesinin sunulması gerekecektir. Aksi takdirde fiyat avantajından yararlanılması mümkün olmayacaktır.
Kanaatimizce idareleri birden fazla mal kaleminden oluşan ve yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulayacakları ihalelerini, hem kısmi teklife açık olarak gerçekleştirme hem de fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşması zorunluluğunda bırakmak yerine şöyle bir tercihte bulunmak daha doğru olabilirdi:
Söz konusu avantaj uygulaması, ihale kısmi teklife açık olsun veya olmasın, fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşması şartı aranmaksızın, yerli malı olarak kabul edilen mal kalemini veya kalemlerini teklif eden istekliler lehine uygulanabilirdi. Böylelikle yerli malı lehine fiyat avantajı uygulaması, teklif edilen mal kalemi bazında olacağı için, en yüksek düzeyde gerçekleşebilecekti. Söz gelimi 5 kalemden oluşan bir mal alımı ihalesinde, idare tarafından yerli malı lehine fiyat avantajı uygulamasına karar verildiğinde, ihale kısmi teklife açılmadan ve kalemler de ayrı bir kısım teşkil etmeden de gerçekleştirilebilecek ve istekliler de hangi kalem için yeri malı belgesi sunabiliyorlarsa sadece o kalemde söz konusu fiyat avantajından yararlanabileceklerdi.[xii]
Mevcut uygulamada yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı, yerli malı teklif etmeyen diğer isteklilerin söz konusu mal kalemi için teklif ettikleri bedele, kendi teklif bedelleri üzerinden ihale dokümanında belirlenen fiyat avantajı oranı esas alınarak hesaplanan tutarın eklenmesi suretiyle bulunacaktır. Bu uygulama bir örnek ile açıklanacak olursa; idarenin en düşük fiyat esasına göre tek mal kaleminden oluşan bir mal alımı ihalesine çıktığı, yerli malı için de %11 oranında fiyat avantajı uygulanmasını tercih ettiği ve ihaleye de yabancı mal teklif eden (A) ve (B) isteklilerinin sırasıyla 100 ve 105 Türk Lirası (TL) ve yerli malı teklif eden (C) isteklisinin de 110 TL teklif verdiği varsayıldığında, (A) ve (B) isteklilerinin teklif bedellerine teklif ettikleri bedellerin %11’i eklenecektir. Bu ekleme sonucunda (A) isteklisinin teklif bedeli 111 TL ve (B) isteklisinin teklif bedeli de 111,55 TL olacaktır. Bu durumda yerli malı teklif eden ve teklif fiyatı sabit kalan (C) isteklisi vermiş olduğu 110 TL’lik teklif ile diğer iki istekliden avantajı durumu gelecek ve teklifi ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirilecektir.
4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinde yapılan değişiklikle yerli malı belirlenmesine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına verildiğinden, Kamu İhale Genel Tebliğinde yapılan değişiklik ile de bu belirlemenin anılan Bakanlık tarafından yapılacağına ilişkin açıklama yapılmıştır.
Hangi malların yerli malı olduğunun, yerli malı belgesi ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajının uygulandığı mal alımı ihalelerinde yerli malı belgesinin sunulmaması durumunda isteklinin teklifi değerlendirme dışı bırakılmayacak ancak bu istekli söz konusu avantajdan yararlanamayacaktır. 4734 sayılı Kanun kapsamında fiyat avantajı uygulanacak mal alımı ihalelerinde istekliler tarafından teklif edilen malın yerli malı olduğunun belirlenmesi ve belgelendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 13/9/2014 tarihli ve 29118 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Tebliğin 4’üncü maddesinde bir ürünün yerli malı olarak kabul edilebilmesi için gerekli şartlar belirtilmiş ve yerli malı belgesinin üreticinin kayıtlı olduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) veya Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’na (TESK) bağlı oda/borsa tarafından düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu Tebliğ ile uygulamaya getirilen en önemli yeniliğin sanayi ürünlerinin yerli malı kabul edilebilmesi için ürünün yerli katkı oranının en az %51 olması şartının aranması olduğu söylenebilir. Yerli katkı oranının nasıl hesaplanacağı Tebliğin 5’nci maddesinde düzenlenmiştir. Mezkûr Tebliğin geçici 1’inci maddesinde ise bu Tebliğin yürürlük tarihinden önce 22/8/2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği kapsamında TOBB veya TESK’e bağlı oda/borsa tarafından düzenlenmiş yerli malı belgelerinin belge üzerinde yazılı geçerlilik süresinin sonuna kadar geçerli olduğu ifade edilmiştir.
2013 yılında 4734 sayılı Kanuna göre gerçekleştirilen mal alımına yönelik ihaleler incelendiğinde, yabancı isteklilere açık olan 7235 adet mal alımı ihalesinin 509 adedinde (%7) yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasının gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durum tutar olarak incelendiğinde, yabancı isteklilere açık olarak gerçekleştirilen yaklaşık 11,88 milyar TL’lik mal tedarikine yönelik kamu alımlarının 2,14 milyar TL’lik kısmında yerli istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasının gerçekleştirildiği görülmektedir.[xiii] Ancak bu rakamlar fiilen yerli istekliler lehine uygulanan fiyat avantajının sayısını ve tutarını göstermemektedir.
V- Sonuç
Kamu ihale mevzuatında yerli istekliler ve yerli malı teklif eden istekliler lehine bazı korumacı uygulamalara imkân tanınmıştır. 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesine göre yaklaşık maliyeti eşik değerlerin altında olan mal, hizmet ve yapım işlerinde sadece yerli isteklilerin ihaleye katılmasına izin verilecek şekilde düzenleme yapılması mümkündür. Diğer taraftan, yaklaşık maliyetin eşik değer karşısındaki durumundan bağımsız olarak, hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilmektedir.
Mal alımına yönelik ihalelerde ise yaklaşık maliyetin eşik değer karşısındaki durumundan bağımsız olarak, yerli veya yabancı olduğuna bakılmaksızın yerli malı teklif eden isteklilere %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması mümkündür. Ancak 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle her yıl Ocak ayında Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alacak malların ihalelerinde, yerli malı teklif eden istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması zorunlu hale getirilmiştir.
Birden fazla mal kaleminden oluşan mal alımına yönelik ihalelerde yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanması durumunda, ihalenin kısmi teklife açık olarak gerçekleştirilmesi ve fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşturulması zorunludur.
Hangi malların yerli malı olduğunun yerli malı belgesi ile tevsik edilmesi gerekmekte olup, yerli malı belgesi, üreticinin kayıtlı olduğu TOBB veya TESK’e bağlı oda/borsa tarafından düzenlenmektedir.
KAYNAKÇA
Arapgirli Murat, “İhale Hukukunda İstekli Kavramı”, Mali Hukuk Dergisi, Mayıs-Haziran 2013, Sayı 165.
Büber Bülent, Yerel Yönetimler İçin Mal Alımı İhaleleri Kılavuzu, TODAİE, 2013
Kamu İhale Kurumu (Kurumsal Gelişim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı), Kamu Alımları İzleme Raporu 2013, Şubat 2014 – Ankara. www.ihale.gov.tr
Kortunay Ayhan – Sezer Yasin, “Kamu İhale Kanununun 63. Maddesinin AB Hukuk Perspektifinden Değerlendirilmesi”, AÜHFD, 2007, Cilt 56, Sayı 3.
Özdemir Erkan – Arapgirli Murat, Kamu İhale Hukukunda Ortak Girişim, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014.
[i] Bu makalede yer alan görüşler tamamıyla yazarına ait olup, herhangi bir kurumun Resmî görüşünü yansıtmaz. Makale 16/9/2014 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat esas alınarak hazırlanmıştır.
[ii] 25/2/2011 tarihli ve 27857 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
[iii] 19/2/2014 tarihli ve 28918 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
[iv] 15/8/2003 tarihli ve 25200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
[v] Ayhan Kortunay-Yasin Sezer, “Kamu İhale Kanununun 63. Maddesinin AB Hukuk Perspektifinden Değerlendirilmesi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (AÜHFD), 2007, Cilt 56, Sayı 3, ss.161-162.
[vi] Bk. Murat Arapgirli, “İhale Hukukunda İstekli Kavramı”, Mali Hukuk Dergisi, Mayıs-Haziran 2013, Sayı 165. Yabancı doğrudan yatırımlara ilişkin mevzuata göre gelen yabancı müteşebbisler yatırımlarını Türkiye’de çeşitli şekillerde yapabilir. Bunlardan biri de yabancı yatırımcının Türkiye’de şirket kurması veya kurulan bir Türk şirketine iştirak etmesidir. Yabancı doğrudan yatırımlara ilişkin mevzuata göre yabancı yatırımcı Türkiye’de TTK’de sayılan şirket türlerinden birini tercih ederek faaliyet gösterebileceği gibi Borçlar Kanunu kapsamında bir adi şirket kurarak da faaliyet gösterebilmektedir.
[vii] Gerek 6111 sayılı Kanunla gerekse de 6518 sayılı Kanunla 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinde değişiklik yapılırken, hizmet alımı ve yapım işi ihalelerinde yerli istekliler ile ilgili uygulamada herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.
[viii] Erkan Özdemir-Murat Arapgirli, Kamu İhale Hukukunda Ortak Girişim, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s.72.
[ix] Yerli istekliler ve yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanmasına ilişkin Kamu İhale Kurumu uyuşmazlık kararları için Bk. Bülent Büber, Yerel Yönetimler İçin Mal Alımı İhaleleri Kılavuzu, TODAİE, 2013, s. 146 vd.
[x] Kamu İhale Kurumu (Kurumsal Gelişim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı), Kamu Alımları İzleme Raporu 2013, Şubat 2014 – Ankara, s.10. www.ihale.gov.tr
[xi] Orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri listesinde yer alan ürünler dışındaki ürünler için yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulamasının idarelerin takdirine bırakılmasının uygulamada keyfiliğe neden olabileceği ileri sürülebilir. Ancak 6/9/2011 tarihli ve 28046 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesinde, tasarruf ve rekabet ilkelerine uygun hareket edilmesi kaydıyla, ülkemizin ihtiyaçlarının yerli ürünlerden karşılanmasının ekonomimiz açısından önem taşıdığı vurgulanarak, 4734 sayılı Kanun kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisinden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesi ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermeleri gerektiği istenmiştir. Bu itibarla, kamu kurum ve kuruluşlarınca gerçekleştirilecek alımlarda 4734 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinin uygulanmasında takdir hakkı kullanılırken 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesindeki açıklamaların da dikkate alınması gerekmektedir.
[xii] Ne var ki bu yönde yapılacak tercih de şöyle bir mahzura yol açabilecektir: İsteklilerin toplam teklifinde tutar olarak fazla bir yer tutmayan yerli malı teklif etmediği diğer mal kalemleri için de dolaylı olarak avantajdan yararlanabilmeleri nedeniyle, çok sık karşılaşılmasa bile, kamunun daha fazla ödeme yapması ihtimali gündeme gelebilecektir.
[xiii] Kamu İhale Kurumu, a.g.e, s.10